Biz sevdiğimizin gözlerini, başka gözlerde mahkum olduğunu görünce, yüreğimize bir kurşun sıkıp susturmasını da biliriz.
Hayatta üç şeyi sevdim. Seni, kalbimi, ümit etmeyi. Seni sevdim, sensin diye. Kalbimi sevdim, seni sevdi diye. Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye.
Acı ve hüzünler yıldızlar kadar uzak, mutluluk ise gözbebeğin kadar yakın olsun. Umutların gerçek ve gerçeklerin mutluluk olsun aşkım.
Kilitledim yüreğini yüreğime, anahtarını da denize attım. Artık sadece benim ve benimlesin aşkım…
Biz birbirimizin hiç bir şeyi olmayacaktık ama her şeyi olduk. Seni gördüğüm her gece, her sabah, gözlerime yerleşen o pırıltıyı senin de taşımanı istiyorum bebeğim…
Bitanem, düşlerim aşksız kalırsa yaşayamam…
Dinlediğimiz müziklerde yoksun! Okuduğum bütün dünya klasiklerinde seni tarif edeni bulamadım… Anladım ki sen teksin bu yüzden bana ait bir klasiksin…
Benim sevgim ve aşkım kalbin süsü değildir, kendisidir…
Dünyamı sevgi ve sevinçle aydınlatıyor, her günüme ilkbaharın ılık sözlerini katıyorsun…
Sevgilim, aşkınla dondurma gibi erimek istiyorum.
Senin için dağları devirir, aslanlarla boğuşur, fırtınalarla yarış eder, okyanusları aşabilirim. Yağmur yağmazsa yarın seni durakta bekleyeceğim…
Sen olmayınca güneş doğmuyor, kabahat sende değil, seni böyle sevende…
Hayatım, aldığım her nefeste ve attığım her adımda seni düşünüyorum…
Onlarla beraber büyüsün diye sevgimi çiçeklere yazmak isterdim. Seviyorum seni…
Razıyım sorgusuz tutuklanmaya. Eğer ki beni seveceksen, kalbinde bir ömür müebbet yatmaya…
Sevgilim, özlemin beynimi uyuşturuyor, ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor.
Aşk, içinden çıkamayacağınız bir okyanustur. Boşa kürek sallıyorsunuz, bilin istedim.
Bir yudum mutluluk peşinden koşuyorum. Ne olacak halim bilmiyorum. Sevmişim seni bir kere, doyamadan gidiyorum.
Kül olmuş ateş yanar mı? Buz tutmuş su akar mı? Bu gözler seni sevdi, başkasına bakar mı?
Her yağmur damlası seni seviyorum demek olsaydı, her yeri sel götürürdü…
En büyük okyanusta bir su damlası olmak, uçsuz bucaksız sahilde bir kum tanesi olmak. Ama en önemlisi milyonlarca insanın içinden senin sevgilin olmak…
Alıp kırsalar kalemimi, kanımla yazarım seni sevdiğimi.
Ay ışığının aydınlattığı bir kumsala küçük bir dal parçasıyla seni seviyorum yazmak isterdim ama sen hırçın bir dalga olup silersin diye yazmaktan korktum.
Ve tanrı insanlara sevmeyi öğretti insanlarda birbirlerine acı çektirmeyi.
Ayrıldıktan sonra arkadaş kalalım diyorsun ya… Güle başka isim versen değişik kokar mı?
Sen sahra çöllerinde bir gül olsan seni kurutmamak için gözyaşlarımla sulardım seni.
Dünde, bugünde, yarında, yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım.
Acı ve hüzün bir yıldız kadar uzak, mutluluk gözbebeğin kadar yakın olsun. Umutların gerçek, gerçeklerin mutluluk, mutlulukların sonsuz olsun…
Sesine mevsimlerin eğildiği, gözlerine baharın ağladığı, ağlar gibi gülmeni, dokunuşlar gülecek gibi duran yüzünü özledim…
Ben seninle sonsuzdan gelen iki ışın olup ince kenarlı merceğin odak noktasından kesişebilme ihtimalini sevdim.
Hayata niye geldim diye düşünmeye başlamıştım. 19’umdan sonra seninle tanışınca anladım dünyaya geliş sebebimi…
Bir gül olmak isterdim neden mi? Beni koparıp kokladığında vücudunun derinliklerine girip bir daha oradan çıkmamak için.
Önce düştüğümde kalkmayı, sonra aleve dokunduğumda acıyı. Sevmeyi de öğrendim, sevilmeyi de. Her şeyi öğrendim de yalnız seni unutmayı öğrenemedim .!
Seni sevdiğim kadar yaşasaydım; ölümsüzlüğün adını aşk koyardım…
Aşk bir su damlası olsaydı okyanusları, bir yaprak olsaydı bütün ormanları, bir yıldız olsaydı tüm kainatı sana vermek isterdim. Ama sadece seni seven kalbimi verebiliyorum…
Herkes derin uykudayken ben sana dalıyorum…
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için tutkunum sana.
Ne insanlar tanıdım yıldızlar gibiydiler. Hepsi göklerdeydi parlıyordu. Ama ben seni seçtim. Bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim…
Eğer aşkta güzel bir an varsa, oda başkalarını baştan çıkartan o yüreğin benim için kan ağladığı zamandır.
Aşk: gülü dikeniyle avuçlamaya benzer. Ellerin kan içinde kalır ama dikenlerin hesabını gülden soramazsın…
Böyle basit bir dünyada sen benim için çok özelsin.
Rüzgar alabildiğine hırçın, yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise onlara inat sanki bir liman… Tıpkı gözlerindeki huzur gibi…
Geceye inat gün ağarmakta, ağaca inat dal çoğalmakta, ölüme inat insanlar çoğalmakta, bense sana inat seni sevmekteyim. İnat bu ya hep de seveceğim…
Tek başıma değilim ben ve ümitsiz aşkım var.
Rüzgarın kemanini çaldığı ve damlaların pencerene vurduğu bir gecede yatağına uzanıp hayalini kurduğun ve keşke dediğin tüm güzellikler senin olsun…
Seni sevdiğim kadar ibadet etseydim; cennette köşküm olurdu…
Aşkımızın suya düşeceğini bilseydim, balık olurdum.
Sen gözlerimde bir damla yaş olsaydın, seni kaybetmemek için ömür boyu ağlamazdım!
Eğer geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı asla sabah olmazdı…
Sen benim hayatımda olduğun sürece, ne sen kimseye rakip ne de kimse sana rakipti. Çünkü sen benim için daima tektin.
Aşk çoraba benzer; çifttir ve birbirine uymalıdır.
Gökyüzündeki bütün yıldızları toplasan bir tek sen etmez, fakat bir tek sen hepsine bedelsin.
Ben seni unutmak için sevseydim, sana olan tutkunluğumu kalbime değil güneşin çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım.
Nice insanlar gördüm kalpleri bomboş ama mutlu, çok az insanlar gördüm kalpleri sevgiyle dolu ama aşk ateşiyle yanıp kavrulan, hüzünlü ve mutsuz!
İnsanlar hep birilerinin peşinden koşarlar, ama dönüp de kendi peşlerinden koşanlara hiç bakmazlar.
Bir delinin seni öpmesine izin ver, ama bir öpücüğün seni delirtmesine izin verme.
En sürekli aşk karşılığı olmayan aşktır.
Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur.
İnsanlar kırmızı güllerin peşinde koşarken ayakları altında ezilen papatyaların farkına bile varmazlar.
Dünyadaki en güzel şeyi sana vermek isterdim ama seni sana veremem ki?
Güneşin buz tuttuğu yerde bir alev görürsen, o bil ki yalnız ve yalnız senin için yanan kalbimdir.
Dünya oydu, o da benim oldu.
Bir gün cehennemde karşılaşabiliriz. Sen kalp hırsızı olduğun için, bense tanrıyı bırakıp sana taptığım için.
Hayatta iki kör tanıyorum; 1.’si senden başkasını görmeyen ben, 2.’si beni göremeyen sen…
Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen her yağmur damlasını tutmaya çalış; tutabildiklerin senin sevgin, tutamadıklarınsa benim sana olan sevgimdir.
Sabah seni izlemesi için bir melek yolladım peşinden ama düşündüğümden de erken döndü. Ne oldu dedim? “Bir melek asla başka bir meleği izleyemez” dedi canım…
Bir kalp çizdim bedenime sadece adın yazılı yalnız bedenimde…
Seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar etkileyici, çekici ve güzelsin. Ama aranızda tek fark var onlar milyonlarca sen bir tanesin…
Bir yürek nelere yeterse, bir can bir canı ne kadar severse, bir damardan ne kadar çok kan geçerse, yaşam ölüme ne kadar değerse, sen de benim için o kadar değerlisin.
Her şey seni hatırlatır bana. Hayalini izliyorum sonbahar sabahında. Seni seveceğim her mevsimin kucağında!
Bir serçenin kalbi kadar küçük bir dünyamda, sana büyük bir aşk büyüttüm. Küçük dünyamın büyük aşkısın sevgilim…
Adını gökyüzüne yazdım bulutlar sildi, sahile yazdım denizler sildi. En sonunda kimsenin ulaşamayacağı yere “kalbime” yazdım. Kimsenin silmeye gücü yetmedi aşkım…
Gönderdiğin mesaj gece gündüz benim sevinç kaynağım oluyor, ruhumda var olan her şeyi özellikle aşkımı sana açtığımdan şüphen olmasın sevgilim…
Sen bir prensessin benim için, ben ise senin için bir prens olmak istiyorum aşkım…
Sesini duysam da her an yüzünü görmek gibi değil, özlediğimi bil her an sevgilim, hiç bir şey seni sevmek gibi değil…
Aynalara bakmanı istemiyorum, çünkü yansımanı bile kıskanıyorum…
Hayatımda öyle bir cümlesin ki sana nokta koyamam aşkım…
En azından bu dünyanın bir yerinde olman bana yetiyor sevgilim…
Senden her gün gelen çiçekleri seviyorum, dünyanın en tatlı kadını ( kızı ) olduğumu duymak hoşuma gidiyor. Bana gönderdiğin çiçeklerin hep yanında duruyorum…
Sarhoş olmaya ne gerek var ki sen ‘SAR” ben “HOŞ” olurum zaten.
Ben dünya ya aşkı görme ye değil aşkı yaşamaya geldim. Ben dünyaya sevgili görmeye değil sevgilimin uğruna ölmeye geldim gülüm.
Çöl ortasında kurumaya mahkum edilmiş bir gülde olsan seni yaşatmak için göz yaşlarımla sulardım herşeyim.
Bir güneşsin sen her gün içimi ısıtan. Bir aysın sen gecemi aydınlatan. Bakmaya doyamadığım bir cansın sen. Her gidişinde deli gibi özlediğim sevdam, kızdığında bile sevdiğim güzel gözlüm benim. Uzaklıklar ayırır derler ya ben, sen uzaktayken her gün yüreğimde büyüttüm seni. Sevmek seninle güzel aşkların en güzeli en özeli…
Eğer gözyaşlarım denize aksaydı; sahile vuran her damlada, ”seni seviyorum” yazardı.
Benim en güzel hayalim seni düşünmek. Seni düşünürken de mutluluktan ölmek.